İçeriğe geç

Sepet

Sepetiniz boş

Makale: Yaşlı Yetişkinlerde Geriatrik Sendrom, Aromaterapi Ve Çok Daha Fazlası – Koku Duyusu Beyne Nasıl Yansıyor?

Yaşlı Yetişkinlerde Geriatrik Sendrom, Aromaterapi Ve Çok Daha Fazlası – Koku Duyusu Beyne Nasıl Yansıyor?

Yaşlı Yetişkinlerde Geriatrik Sendrom, Aromaterapi Ve Çok Daha Fazlası – Koku Duyusu Beyne Nasıl Yansıyor?

Yaşa bağlı olarak azalan fizyolojik işlev ve ilişkili diğer sonuçlar doğrultusunda kişinin bakıma
ihtiyaç duyması geriatrik sendrom olarak tanımlanır. Geriatrik sendromunun bazı belirtileri
arasında düşme ve nefes darlığı gibi akut hastalıklarla ilgili semptomlar; 75 yaşın üzerindeki
orta yaşlı nüfusta bilişsel ve solunum bozukluğu gibi kronik hastalıklarla ilgili semptomlar ve
iştah azalması, yetersiz beslenme sayılabilir. Yaşlı yetişkinlerde genellikle birbiriyle bağlantılı
birden fazla semptom bir arada bulunur. Semptomların bir arada ele alınmadığı mevcut tıbbi
uygulamalar, çoğu zaman istenmeyen yan etkilere neden olur. Kas ve beyin fonksiyonları da
yaşa bağlı fonksiyonel düşüş gösterir. Bu düşüş geriatrik sendromu hızlandırabilir. Ayrıca bu
fonksiyonel kayıp duyu organlarının işlevini de etkileyebilir. İnsan koku alma mukozasının
dokusunda küçük damarların yanında bulunan sinir lifleri yaşlı yetişkinlerde daha küçük ve
incedir. Geçtiğimiz yıllarda, insanda koku alma yetisinin azalması bilişsel işlev bozukluklarının
erken bir işareti olarak kabul edildi. Bununla ilgili yapılan çalışmalar koku alma duyusunun
beyin fonksiyonunun bir parçası olup sinir sistemi hastalıklarıyla ilişkili olduğunu gösterdi.
Yakın zamanda Japonya’da yapılan bir araştırma aromaterapinin özellikle nefes darlığı,
bilişsel gerileme, dengesizlik ve düşmeye meyillilik gibi geriatrik sendromunun semptomları
üzerindeki etkilerini inceledi. Ayrıca yaşlılarda tıbbi bakım için aromaterapinin kullanılmasının
sağlıklı yaşam beklentisini uzatma potansiyeline sahip olduğunu gösterdi.
Kronik solunum hastalığı olan hastalar, günlük hayatta vücut hareketlerini gerçekleştirirken
tıkanmış hissederler. Bu nedenle istemsiz olarak hareketlerini azaltma eğilimindedirler.
Kısaca bilinçsizce eforu olabildiğince azaltırlar. Bu davranış; fiziksel aktivitenin, kılcal yataktaki
yoğunluğun ve mitokondri sayısının azalmasına dolayısıyla hastalığın ağırlaşmasına yol açar.
Bu hastalarda egzersizler içeren solunum rehabilitasyonu ile bu durumu tersine çevirmek
mümkün ve oldukça önemlidir. Yapılan bir araştırmada kronik akciğer hastalığı olan
hastalarda mentolün koku alma uyarımı ve hava akımına olan etkisi incelendi. 32 hastadan
bir grup uçucu çilek mentolü alırken diğer grup plasebo olarak belirlendi ve koku seanslarına
dahil edilmedi. Bu iki grup karşılaştırıldığında mentole maruz kalan grupta hava akışı algısı
değişti ve dispne (nefes darlığı) hissi azaldı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, demans (bunama) hastalarının sayısının 2050 yılına
kadar yaklaşık 130 milyona ulaşacak. Demans, sadece hafıza kaybıyla ilişkili olmayıp
anksiyete, öfke, sinirlilik, şiddetli dil gibi davranışsal ve psikolojik semptomları da
beraberinde getirir. Aromaterapi, ilk olarak hafıza problemleriyle kendini gösteren ve
ilerleyen evrelerde çeşitli duygusal ve davranışsal semptomlara yol açan demans üzerinde
iyileştirici potansiyele sahiptir. Aroma moleküllerinden yayılan koku veren sinyaller koku
alma korteksine ulaşarak buradan hafıza ile ilişkili hipokampus ve duygu ile ilişkili amigdalaya
gider. 28 yaşlı yetişkin ile yapılan bir araştırmada biberiyle-limon ve lavanta-portakal
esansiyel yağlarıyla günde iki seans yapılan aromaterapinin bilişsel işlevi iyileştirdiği bildirildi.
Biberiye ve limon esansiyel yağlarının aromaları uyarıcı etkileriyle bilinirken, lavanta ve
portakal esans yağlarının aromaları sakinleştirici etkileriyle bilinir. Bir başka araştırma bir
bakım tesisinden 49 demans hastasının katılımıyla gerçekleştirildi. Günde birkaç kez lavanta
ve limon otu ile 2 haftalık aromaterapinin demansın ileri semptomlarından agresif
davranışları azaltmaya yardımcı olduğu bildirildi. Bir başka rapor, epizodik (anısal) hafızayı
hatırlamanın anahtarının koku alma hafızası olduğunu gösterdi.
Demanslı yaşlı yetişkinlerde en sık rastlanan bir diğer semptom kişinin sürekli düşmesidir.
Acil başvuruları arasında yaşlı yetişkinlerin düşmeye bağlı kazalarının sayısı oldukça fazladır.
‘’Değişen görev ve çevresel taleplere yanıt olarak duyusal ve motor sistemleri değiştirme
yeteneği’’ postüral kontrol olarak adlandırılır. Postüral kontrol, çeşitli duyusal girdiler ile
ilişkilidir. Bunlardan başlıcaları görsel ve vestibüler girdilerdir. Sağlıklı bir denge için görsel
girdi çok önemlidir. Görsel girdi, hareket esnasında hem baş pozisyonunun hem de vücut ile
çevre arasındaki ilişkiyle ilgili bilgi içerir. Vestibüler girdi, gözler kapalıyken ayakta durmayı
sağlar. Ayrıca dikeylik algısının değerlendirilmesine olanak tanıyarak yürüme, kayma veya
tökezleme esnasında baş hareketlerine duyarlılık geliştirir. Yaşlı yetişkinlerin genç
yetişkinlere göre duyularını bütünleştirmeleri daha uzun sürer. Bu nedenle görsel sinyaller,
yaşlı yetişkinlerde duruşun düzeltilmesi ve denge için katkı sağlar. Yaşlı yetişkinlerde
katarakt, miyop veya hipermetropa bağlı çeşitli göz kusurları, yaşam ortamında düşme ve
çarpma vakalarını arttırır.
Burundaki koku reseptörlerini uyaran aroma molekülleri, beyindeki birincil koku alma
korteksi yoluyla talamusa iletilir. Bu esnada dokunsal ve kas-tendon uyarıları talamus yoluyla
duyusal korteks alanına ulaşır. Ardından vücudun her bölümünden gelen bilgilerin
bütünleştirilip iletildiği bir alana gönderir. (somatosensoriyel yakınsama alanı) Kısaca,
talamus hem çeşitli uyarıların hem de duyu organlarından gelen bilginin kesişim noktasıdır.
Japonya’da geriatrik sendrom ile aromaterapi ilişkisi üzerine yapılan çalışmanın sonuçları,
gözler kapalıyken ayakta duruşun (vestibüler girdi) lavanta-karabiber aromaterapisiyle
desteklenebileceği ve postüral salınımla ilişkili olduğu bulundu. Ayrıca, aromaterapinin yaşlı
yetişkinlerde ayakta durma esnasında dengeyi geliştirebileceği öne sürüldü. Yürüyüş
performansı ve dinamik dengenin bir göstergesi olan ‘’Timed up and Go’’ testi, sandalyeden
kalkma, 3 metre yürüme ve dönüp aynı sandalyeye oturmak için geri yürüme arasında geçen
süreyi ölçer. Lavanta-greyfurt aromaterapisi yaşlı yetişkinlerde bu testin sonuçlarını
iyileştirdi. Bu test yalnızca yürüyüş performansının değil aynı zamanda düşme riskinin de
kanıtlanmış bir öngörüsündür. Postür ve hareket kontrolü için çok sayıda duyusal ve motor
mekanizma birlikte çalışabilmelidir. Uçucu bir koku beyin zarının geniş bir alanını uyarır. Bu
nedenle aromatik bir yağ yardımıyla koku alma duyusunun uyarımı, beyin zarının aktivasyonu
ile dengeyi verimli bir şekilde kontrol etmesine yardımcı olur.
Sonuç olarak 2021 yılına damga vuran bu araştırma aromaterapinin yaşlı yetişkinlerde
görülen geriatrik sendromun beyindeki hasarla ilişkili semptomlarını yönetmek için etkili bir
araç olduğunu göstermektedir.


KAYNAK
• Medical aromatherapy in geriatric syndrome, Geratric Gerontology International,
2021
• padulainstitute.com/ adaptive-postural-control

Read more

Yaşlı Yetişkinlerde Gündüz Uyuşukluğu Ve Bilişsel İşlev Bozukluğu: Aromaterapiyi Deneyin!

Yaşlı Yetişkinlerde Gündüz Uyuşukluğu Ve Bilişsel İşlev Bozukluğu: Aromaterapiyi Deneyin!

İnsanlar yaş aldıkça bilişsel, fiziksel ve sosyal birtakım değişimler yaşarlar. Bu değişimlerdikkat, hafıza, konsantrasyon, algılama, muhakeme yeteneği gibi işlevlerde de gerilemeyeneden olur. Bu i...

Daha fazlasını oku
Yaşlı Yetişkinlerde Ruh Sağlığı

Yaşlı Yetişkinlerde Ruh Sağlığı

Dünya nüfusu giderek yaşlanmaktadır. 2015 ile 2050 yılları süresince yaşlanan nüfusun ikikatına çıkacağı tahmin edilmektedir. Yaşlanan nüfusta yaygın görülen zihinsel ve nörolojikbozukluklar, hasta...

Daha fazlasını oku